29 Ekim 2007 Pazartesi

Bayram / Kontrol - 29 hafta 4 gün

Cumhuriyetimizin 84. yıldönümü kutlu olsun.

Şu anda televizyonda çok tatlı bir kız İstiklal marşını okuyor. Benim kızım da büyüyünce şiir okuyacakmış. :)
--------------
Cumartesi günü rutin doktor kontrolüm vardı. Bebekler 29 hafta 2 günlüklerdi. Herşey yolundaydı. Bebekler de ben de kilo almışım bu son iki haftadır. Bebeklerin kilo almasına çok sevindim, bu sefer doktor bile aman nazar değmesin diye sağa sola vuruyordu. Maşallah... ;)

29. haftada artık serviks uzunluğu ölçülmüyor. Sadece bebekler ölçülüyor. Erkek bebek diğerlerinden iri görünmesine rağmen pozisyonunu bir türlü düzeltmediği için iyi ölçülemedi bu sefer. Diğer tüm ölçümlerde olduğu gibi soldaki kız daha zayıf, sağdaki kız ve erkek bebek iri. Doktor yalnız kalmayın aniden suyunuz gelebilir dedi. Doğumu kasım ortasından sonra bekliyoruz inşallah. Doktor yine de tedbirini aldı ve Celeston iğne oldum. Bu bebekler artık sığmayacak diye korkuyor sanırım. Zaten toplam büyüklükleri kızımı doğurduğum kilodan çok fazla.

Hala tamamlayamadığım ihtiyaçlarım var. Tabi bunlar bana bağlı değil, malesef başkalarına bağlıyım. Benim gibi aceleci bir insan için ne kadar zor birşey anlatamam. :) Doğum yaklaşıyor ama herkes çok rahat.

Biraz sızlanırsam eğer belim iptal diyebilirim, sol bacağımın ağrısından geceleri uyuyamıyorum. Saatlerce uyuyamıyorum, kalkıyorum geziyorum biraz sonra tekrar yatıyorum. Doğuma kadar çekeceğim biliyorum. Doğumdan sonra bebişler karnımdan çıkıp da ağırlık yapacak birşey olmayınca aniden geçeceğini umuyorum.

İsim listesini oldukça kısalttık. Ama bebekler doğmadan söylemeyeceğim. Belki bebekleri görünce değişir. İlk değil ikinci alternatif konabilir.

Ben hamilelikten kısa zamanda terfi edeceğim ama yerime yenileri var, fazla gezemesem de blog arkadaşlarımı, yeni hamile olan ve hamile olmaya hazırlananları tebrik ederim. :)

21 Ekim 2007 Pazar

Son durumlar

Perşembe günü hayırlısıyla 28 haftamı doldurdum. Her geçen haftaya oh çok şükür diyorum.

Kalçama saplanan bıçaklar ve reflü dışında bir rahatsızlık hissetmiyorum. Yalnız haraket edemiyorum. Kalçama saplanan bıçaklar bana çok acı veriyor. Oturup kalkarken, haraket ederken, geceleri de artık rahat yatamıyorum bu yüzden. Genelde uzanıyorum. 6 hafta daha bu sancıları çekmem ve dayanmam gerekiyor.

Bilgisayarı da fazla açmıyorum. Biraz sabahtan maillere ve yorumlara bakıp kapatıyorum. Gelen yorumlara cevap yazmassam alınmayın. Okuyorum ve beni düşünen bize dua eden onca insan olduğu için mutlu oluyorum, herkese çok teşekkür ederim.

Yardımcı bulmuştum başlayacaktı, gelemeyeceğim diye aradı... Gene kalakaldım. İlan vereceğim artık. Tecrübeli anneler danışmanlık şirketleri için sokaktan topluyorlar resmen, bağlantı yoluyla bulmak lazım diyorlar. Annem (kv) de dert ediyor, sürekli arayıp soruyor, buldunuz mu başladı mı diye. Bebekler için bilgili hemşire bulun, ev işlerine başkasını falan diyor. Çok uzakta oldukları için bir yardımları olamayacak zaten oldukça yaşlılar, kendilerinin bakıma ihtiyacı var. Ben de oğlun daha idrak edemedi durumu, herşeye razı olmuyor, beni de süpermenin bayan versiyonu sanıyor herhalde bebekler doğunca anlayacak o zaman bakacağım diyorum ne diyeyim. :)

Bu bızdıkların üçü birden tepişip duruyor karnımda. Hala isimlere karar veremedik ama eşimin yaptığı bir liste var, genelde Türkçe isimler seçmiş. Ben ona ekleme yapacağım sonra son bir değerlendirme yapacağız. Belki bir anket ekleyebilirim siteye.

Aslında yazmak istediğim bir kaç konu vardı. Laptop bile olsa yatarak yazmak rahat olmuyor, belki iyi hissedersem oturur yazarım. Bebişlerin minicik minicik kıyafetlerinin fotosunu da çekmiştim :) Hepsi yıkandı, ütülendi. Ben ihtiyaçlarımı da aldırdım. Hastane çantamı da hazırlayıp koyacağım bir kenara...

Sağolsun Bebekli Yemek Şenliği'nden Hülya herşeyi heryeri tarif etmişti. Bebek şekeri için tüm malzemeleri aldırmıştım. Sepeti de annem kapladı, sadece süslemesi ve hazır keselerin üzerine bibloları yapıştırmak kaldı. Ben doğurmadan bitirirsek yayımlarım fotosunu. :)

Eşim de perşembeye kadar iş için yurtdışına gitti, o yokken iyice yatayım da acil bir durum olmasın ;)

11 Ekim 2007 Perşembe

27 hafta / İyi bayramlar

Bugün itibariyle 27 haftam doldu. Keşke bayram arefesine randevu almasaydık diye diye sıkışık trafikte doktorumuza gittik. Bebişlerimizi görüp iyi olduklarını öğrenip evimize döndük. Bugün klinik de oldukça kalabalıktı.

Doktorum da iyiki bugün görüştük önümüzdeki hafta bir kaç gün olmayacağım, tatil yapacağım ondan sonra yaza kadar bir daha hiç tatilim yok, doğum furyası var dedi. Yine de çok acil durumda ona ulaşabileceğiz. Diğer durumlarda da klinikteki diğer doktoru arayacağız. Herşey yolunda göründüğü için inşallah gerek kalmaz. 3 hafta daha geçerse şayet, 30 haftayı görürsek bir kritik adım atlamış olacağız. Sonrasında ise umudumuz 34 haftayı görmek.

Ben 2 hafta öncesine göre sadece 100 gram almışım. 80.650 geldim. Ben kilo almayınca bebişler aldı mı diye merak ettim ama onlar almış biraz. Gelişimleri haftalarına göre normal.
Soldaki kız: 986 gr
Sağdaki kız: 1055 gr
Erkek: 1086 gr olarak ölçüldü.

Dönerken de kliniğe çok yakın olan Medipol Hastanesine uğradık. Yenidoğan yoğun bakım ünitesine camdan baktık, hemşire ve doktoruyla konuştuk. 30 adet küvezleri, 8 adet ventilatörleri (solunum cihazı) olduğunu söylediler. Şu anda 6'sı doluydu. Birinde 26 haftalık bir bebek vardı. Ne kadar küçük olduğunu sözlerle anlatamam. Parmaklar kürdan gibi. Eşim de ben de hayal edemiyorduk ama bugün hem 26 haftalık, hem de 34 haftalık bebekler gördük. Yani ne kadar küçük bebeklerimiz olacağını yakınen görmüş olduk. 34 haftalık doğsalar bile yine de mini minnacıklar. İçim gitti o bebeklere bakarken, çok duygulandım.

Bayramda evdeyiz, annemlere bile gitmeyeceğim. Zaten beklemiyorlar, geçen akşam geldiler, görüştük. Bayramda da el öptürmeye tekrar gelirlerse bilemem. İstanbul'da trafiğin korkunç olacağını tahmin ediyorum. Gerçi bayramın bayram gibi geçmesini çok isterdim. Güzel güzel giyineceksin, her zaman göremediğin sevdiklerini göreceksin, muhabbet, gönül alma... Ama ne yapalım bu sene de böyle. Bir kaç sene 4 çocuklu bir aile olarak yine evde otururup, sonra da alır çocuklarımızı bayram el öpmesine götürürüz, bizi kimse istemez herhalde :))) Oldukça masraflı oluruz :)))

Ben küçükken anneciğimin diktiği bayramlıkları giyip, kapı kapı tanıdıkları, komşuları gezer, bayram harçlığı toplardım. En çok amcam verirdi, dedem verirdi. ;) Akşama hasılata bakar, senin ne kadar diye kardeşlerimle kıyaslardık. Büyük olduğumdan en çok benim olurdu. Dönüşü olmayan çocukluk :)

Bizim orada hala sabah 7 de kapı çalmaya başlar, öğlene kadar çocuklar el öpmeye gelir. Babamlar da önceden hazırladıkları paraları çocuklara verirler. Bazen de şeker verirler. Ama genelde parayı önceden bozdurup para verirler. Fakir, üstü başı çok düzgün olmayana daha fazla verilir. Tanıdık çocuğuna ekstra mendil veya hediye verilir ama diğer çocukların yanında değil tabi. Çocuklar sadece şeker verince nasıl da üzülüyorlar. Para veren ev varsa hemen birbirlerine gösterirler, koştura koştura oraya giderler. :) Küçük yerde güzel olur bayramlar. Benim çocuklarım bunları yaşayamayacaklar malesef, burada bayramın ikinci günü bazen 2-3 çocuk geliyor. Ne kadar mutlu oluyorum onları görünce. İyi aklıma geldi, onlar için ve komşu çocukları için bir şeyler hazırlamalı... :)

Herkesin mübarek Ramazan Bayramı kutlu olsun. Sağlıklı mutlu nice yıllar, nice bayramlar görmek dileğiyle...

7 Ekim 2007 Pazar

Kolay doğum için dualar

Yağmur Damlası arkadaşım, beni kırmayıp araştırmış ve kolay doğum için dualar başlığı altında çok güzel bir yazı yayımlamış. Kendisine buradan da çok teşekkür ediyorum. İsteyen hamile arkadaşlar bakıp faydalanabilir... Bir de çok şık lohusa bandı yapımı şeması var. :)

http://yagmur-damlasi.blogspot.com/2007/09/kolay-doum-iin-dualar.html

Küçük şeyler...

Sevgili Minik Patikler, beni sevdiklerim konusunda ebeleyeli uzun zaman oldu ama ben ancak yazabiliyorum. Sevdiğim herşeyi yazmaya kalksam ekrana liste sığmaz, en iyisi küçük şeyler...


  • Kızımın baba ve annesine beraber sarılıp, sevgi yumağı oluşturmasını, ya da ben babasına sarılmışsam gelip onun da katılmasını, ayırmaya çalışmamasını seviyorum.


  • Yine onu uyurken seyretmeyi seviyorum.


  • Her türlü tatlıyı, ramazanda kendi yaptığım gülacı, diğer zamanlarda şekerpareyi seviyorum.


  • Evdeyken gökgürültülü sağnak yağmur yapmasını seviyorum. Yağmur sonrası toprak kokusunu yazmak bile gereksiz :)

  • Artık 40 yılda bir olan bir şey olsa da önemli bir şey yoksa akşam/gece elektrik kesilmesini severim. Çünkü farkında olmadığımız tüm gürültüler susar ve müthiş güzel bir sessizlik olur. Erkenden yatıp kendini dinleyeceksin öyle zamanlarda...

  • Denizi seviyorum, hem yüzmeyi hem kenarında oturup seyretmeyi...

  • Araba kullanmayı seviyorum, kendimi daha bir özgür hissettiriyor...

  • Interneti, blogları, arkadaşlığı seviyorum.

  • Bildiklerimi paylaşmayı ve yardımcı olmayı seviyorum.

Bu liste uzayıp gider, minik kuzum da kendi bebeklik resimlerine bakmak istiyor, hadi eyvallah...

Sevgiler :)